Federasyondan kick boksçulara dayatma: Başkanın oğlunun markası zorunlu tutuldu

Türkiye Kickboks Federasyonu, 17-21 Mayıs tarihleri arasında İstanbul Beylikdüzü'nde düzenlenecek 8. Uluslararası Kick Boks Dünya Kupası için kuralları açıkladı. Yayınlanan kurallara göre, turnuvaya katılan sporcuların Adidas veya TopTen markalarından birini tercih etmeleri ve bu markalara ait ekipmanları kullanmaları zorunlu hale getirildi. Sporculara, bu ekipmanları kendilerinin sağlamaları gerektiği belirtildi.

Bu karar, bazı kesimler tarafından tartışmalı bir uygulama olarak değerlendirildi. Eleştirenler, bu zorunluluğun arkasında başkanın oğlunun markasını destekleme amacının olduğunu iddia ettiler. Ancak federasyon, bu uygulamanın markalar arasında adil bir rekabeti sağlamak ve turnuvanın kalitesini yükseltmek amacıyla yapıldığını savundu.

Kick boksçular arasında bu kararın yankıları devam ederken, turnuva katılımcılarının Adidas veya TopTen markalarının ürünlerini temin etmeleri için çaba sarf etmeleri bekleniyor.

Federasyon Başkanı’nın oğlu markanın Türkiye temsilcisi

Türkiye Kickboks Federasyonu Başkanı Salim Kayıcı'nın oğlu Kaan Kayıcı'nın, Turnuvada zorunlu olarak kullanılması gereken TopTen markasının Türkiye temsilcisi olduğu ortaya çıktı. Bu durum, federasyonun kararının arkasında ayrıcalık veya çıkar ilişkileri olduğu şeklinde spekülasyonlara yol açtı.

Ayrıca, diğer markaların Kayıcı'nın markanın Türkiye temsilciliği onaylandıktan hemen sonra yasaklandığı bilgisi de basına yansıdı. Bu bilgi, rekabetin engellenmesi ve diğer markaların turnuvada yer almasının engellenmesi gibi endişeleri beraberinde getirdi.

Bu gelişmeler, Türkiye Kickboks Federasyonu'nun objektiflik ve adil rekabet ilkesine uygun hareket edip etmediği konusunda soru işaretleri yaratmaktadır. Federasyon, söz konusu kararın turnuvanın kalitesini yükseltmek amacıyla alındığını ve marka seçiminin rekabetçi bir sürecin sonucu olduğunu savunmaktadır.

Ancak bu olay, kick boks camiasında şeffaflık ve adalete olan güveni sarsabilecek bir durumu yansıtmaktadır. Tartışmaların ve eleştirilerin devam ettiği bu konuda, daha fazla açıklama ve adımların atılması beklenmektedir.

Katılımcılara toplam maliyeti neredeyse 20 bin TL

soL'a bilgi veren bir Milli Kick Boks Antrenörü, söz konusu markalardan alınacak iki takım kıyafetin yaklaşık 12 bin TL'ye mal olduğunu aktardı. Ayrıca, turnuvaya katılım ücretinin 65 avro olarak belirlendiği ve bu da yaklaşık 1422 TL'ye denk geldiği ifade edildi.

Antrenör ayrıca, katılımcıların yeme içme, konaklama ve yol ücretlerini de kendilerinin karşılamaları gerektiğini belirtti. Bu da turnuvaya katılacak sporcular için toplam maliyetin neredeyse 20 bin TL'ye ulaştığı anlamına geliyor.

Bu bilgiler, kick boksçuların turnuvaya katılmak için ciddi bir maddi yükümlülük altında olduğunu gösteriyor. Hem zorunlu marka tercihi hem de yüksek katılım maliyeti, bazı sporcuların turnuvaya katılma konusunda zorluklar yaşamasına neden olabilir.

Bu durum, katılımcıların eşit ve adil bir şekilde turnuvaya katılabilmeleri için düşünülmesi gereken bir konudur. Federasyonun, sporcuların maliyetlerini azaltacak veya destekleyici önlemler alıp almadığı konusu da dikkate alınması gereken bir husustur.

Spor Bakanlığı neden sesini çıkarmıyor?

Federasyonların Spor Bakanlığı’na bağlı olduğunu anımsatan antrenör, şu değerlendirmede bulundu:

“Bu federasyonlar Spor Bakanlığına bağlı ise Spor bakanlığı bu konunun neresinde? Bu soyguna ortak mı, yoksa ‘Bana dokunmayan yılan bin yaşasın’ deyip federasyonları kendi haline bırakıp ‘Kendi bütçeniz oluşturun kimi nasıl soyarsanız soyun biz karışmayız’ mı diyorlar?

Aidatını, lisans ücretini ve kuşak ücretini de geçtim, biri bu alanda yetişerek bir şampiyonaya katılayım diyor 14 bin TL’ye yakın bir bedel ödemek zorunda kalıyor. Bunun içinde yeme içme konaklama ve yol yok, bunları da eklediğimizde bir kick boksçunun maça katılıp yarışması 20 bin TL’ye mal oluyor. Peki bunu hangi şartlarda karşılayabiliyorlar? Bu soyguna kim dur diyecek?”